En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Zefiranthes'ler ve Episcia'lar....




Dolaşırken bu 2 bitkiden bahsetmediğimi farkettim.
-İlk resimde görülen narçiçeği rengi çiçekler açmış olanı Episcia.Türkçe ismi olmadığı için yazamıyorum.
Güneşi çok seviyor.12 ay boyunca çiçek açar.Yazın balkonda veya bahçede durabilir fakat havalar serinleyince içeri girmesi gerekiyor.
-Diğer bitki ise Zefiranthes.Bu ise hem iç mekanda hem de dış mekanda rahatlıkla durabilen soğanlı bir bitki.Bu aylarda çiçek açıyor.Pembe çiçeklisi de var fakat bizde yok.O yüzden size gösteremedim.Kışın çiçeği olmaz.Fakat yapraklarını dökmez.
Bir kaç sene önce bir arkadaşımın evinde (evin içinde) görünce anladım ki iç mekanda da yaşıyormuş bu arkadaş...
Zefiranthes de bordür içlerinde çok güzel oluyor.Bordürün içini tamamen dolduruyor ve çok hoş görünüyor.

Bugün güzel bir serinlik ve biraz da esinti var.Biraz önce azıcık çiseledi hatta,fakat sonra vazgeçti..:(
Ben işlerime döneyim artık.

Bugün 30 Ağustos ,her yer tatil fakat biz yine işbaşındayız..(

Hoşçakalın,güzel bir Bayram Günü olsun hepimize inşallah.

27 Ağustos 2010 Cuma

Kokina,Liriope,Eucalyptus vs






Bu sabah biraz bilgi verici bir post olacak galiba.
-Yılbaşı yaklaşırken bizim yol kenarlarında tezgahlarını açan esmer çiçekçilerimiz Kokina diye bir çiçek satarlar.Bu bitki aslında 2 bitkinin birbirine monte edilmesiyle oluşmuştur.
Ruscus Aculeatus (ilk resimde görülüyor) + Smilax (=Dikenucu=Silcan)
Ruscus'un da kırmızı, iri (nohuttan biraz iri)meyvesi oluyor sonbaharda.Meyvesi oluşunca buradan size resmini gösteririm unutmazsam.Fakat bu meyveler her dalda sadece birer tane olur.Daha bol görünsün diye midir neden bilmiyorum,bizim çiçekçi arkadaşlarımız bu Ruscus dallarının uçlarına Smilax meyvelerini bağlarlar...Hem de bağlarken kırmızı iplik kullanırlar.Canlarım yav..Asortik olsun diye herhalde....
-Dün bahsettiğim alacalı İlex'i bugün düz yeşil İlex ile beraber resimledim.
-Bu da Liriope Muscari.Çok güzel bir bordür içi bitkisidir kendisi.Yaz kış yapraklıdır.(Yani herdem yeşil..Bu deyimi sevmem ve hiç kullanmam nedense.Yaz-kış yapraklı demek daha güzel ve açıklayıcı oluyor bence)Bordür içini çok hızlı doldurur.Ağustos ayında çiçeklenir.Bordür içleri için önermemizin sebebi;açık yere dikilince çok yayılır ondan.Kontrolden çıkar.
-Gelirken yol kenarında bir Eucalyptus fidanı görüp onun yapraklarını yakından görüntüledim.Burası kışın bu bitki için epey soğuk olduğundan bunlar da kış gelince seraya giriyorlar.Bu sebepten de (böyle bir içeri ,bir dışarı taşınmaktan)
saksılarını fazla büyütemiyoruz.Kolay taşısın arkadaşlar diye.Dolayısıyla da güzel gelişemiyorlar burada.Hani Marmaris'e girerken yolun iki yanındaki ağaçlar var ya.. Eucalyptus'lar işte bundan.Tabii onlar orada gayet mutlu anıt ağaç olma yolundalar...
Ben Etiler'e gidiyorum birazdan,yeni bir iş var onun yerine bakmaya.Teklif hazırlamak için keşif yani..
Hoşçakalın,serin serin kalın.

26 Ağustos 2010 Perşembe

Alacalı İlex...ve İpeklerimin son resmi





-Biraz önce İpeklerimin yanına gittim.Kudurup duruyorlar bir de bol miktarda ortalığı batırıyorlar.Dün öğleden sonra 3 tanesi barınaktan çıkıp gelmesinler mi yanımıza....Çok korktum .Eğer bizim yanımıza değil de Merkeplerin oraya gidip kapıların altından onların yanına girselerdi yanmıştık....Allah korudu yavrularımı şükürler olsun.Onlara nasıl yuva bulacağımı bilmiyorum.
-Dolaşırken şu İlex'i gördüm.Çok şık çalı türü bir bitkidir.Yaz kış yapraklıdır en güzel tarafı.İlkbaharda çiçek açar sonra da kırmızı renkte boncuklar yapar.Bunun yeşil yapraklısı da var fakat alacalı olanı daha dekoratif değil mi?
-Diğer resimdeki Şampuanlar da erkekler için.Mor Şampuanımızdan farkı rengi ve kokusu.Tarçın,Karanfil,Zencefil ve Ardıç kokularının bir karışımı..Güzel kokuyor bence.Ama tabii Kuzgun'a yavrusu Şahin gibi görünürmüş ya..:)
Veya başka bir deyişle:Oklu kirpi yavrusunu Pamukçuğum diye severmiş de denilebilir bu duruma.
Fakat tek Şampuan etiketimiz olduğu için üzerinde saçını yıkayan bir KADIN resmi var:)Onu da çözmemiz lazım.Yakında hallederiz sanıyorum.
Şimdilik herkese serin kalın diyorum.

24 Ağustos 2010 Salı

Bizim Meşe Ağaçlarımız..




Bizim Samandıra'daki fidanlığımızın çevresinde büyük Meşe'lerimiz var.Fakat tatilde gittiğimiz otelin bahçesindeki Meşe çok farklıydı.
Bizim meşelerden bir kaç yaprak aldım ,bir kaç da meşe palamutu aldım.Oradaki ağaç ile çok farklı değil mi?
Internetten onu araştırıp türünü bulacağım.
Hava rüzgarlı, benim de keyfim yerine geldi çok şükür.
Minik bebekler birazcık büyümüşler yokluğumda.Çok tatlılar aslında ama komşularımda iş yok.Yani hepsi de hayvan düşmanı...:(
2 Kg Yeşil Çay Sabunu ve de 20Kg da Şampuan yaptım bu arada sabahleyin.
Şampuanın yeni bir versiyonu yapıldı.(Erkekler için bu koku ve renk seçilmiştir.)
Renk :Portakal rengi
Koku:Tarçın+Zencefil+Karanfil+Ardıç
Güzel oldu.Bugün pişirdim.Yarın da şişelenecekler...
Buradan haberler bu kadar.
Hoşçakalın,serin serin kalın...

22 Ağustos 2010 Pazar

Meşe ve İğdeler...






Çanakkale civarında çok İğde Ağacı gördük gelirken otoyol kenarlarında.Bir de Katırtırnağı.Şu sıra Katırtırnaklarının üzeri tohum dolu.Dalların ucunda ufak fasulye gibidirler.Tohumlar da fasulyenin içinde.
Kaldığımız otelin bahçesinde bol miktarda İğde Ağacı vardı.Vardı dememin sebebi artık döndük de ondan..
Fakat iğdeler daha yeşil veya hafif turuncuya dönmeye başlıyorlar.Bu halde iken buruk oluyor.15 gün içinde olgunlaşırlar.
Bahçede sadece 1 ağaç da bu Meşe'den vardı.Palamutları çok farklı bizim Samandıra'daki Meşe'lerden.
Yarın sabah fidanlığa gidince bizim Meşe'leri de resimlerim.Fark anlaşılır.

Fakat yokluğumda Istanbul bayağı serinlemiş valla.Çok mutlu oldum.O neydi öyle yaw.

Şimdilik ben gidiyorum.Çamaşır makinesi çalışacak birazdan..

Hoşçakalın..

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Gökçeada'ya Gidemedik.





Rahmetli annemin bir sözü vardı: Öksüz oğlan hırsızlığa çıkmış
Ay akşamdan doğmuş
derdi..
Bizimki de buna benziyor biraz.Bu sabah bir uyandık ki Sonbahar gelmiş adeta.Deniz kudurmuş..
Bugün Gökçeada kaldı bu durumda.Buradan Feribot ile 1,5 saat sürüyormuş.
1,5 saat gidip o dalgalı denizde,adada 2 saat durup geri dönecektik.
O sebepten vazgeçtik.
Öğleye kadar denizde idik dalgalara rağmen,öğle yemeğine Eceabat'a gittik.
Güzel bir Dil Balığı yedik ve döndük.
Yarına kadar fırtına durursa belki görebiliriz Gökçeada'yı da kimbilir?
Fakat o boğucu sıcak gitti ya olsun diyorum.İnşallah Istanbul da serinlemiştir burası gibi.Şu an öyle güzel esiyor ki...
Hoşçakalın..Serin kalın..:)

20 Ağustos 2010 Cuma

Resimleri yükledim sonunda...




İşte misafirimiz bu arkadaştı.
15 dakika kadar yanımda oturdu(daha doğrusu eşimin havlusunun üstünde),sonra usulcacık kalkıp yandaki şemsiyenin altındaki komşulara gitti.

Çanakkale'den Selamlar...

2 Akşam evvel eşimle konuşurken evde ,ikimizin de denize girmek istediğimizi farkettik.Anormal sıcak geçen bu günler sebebiyle.
Vee evdeki kedilerimize oğlumuzun göz-kulak olacağını da anlayınca bu sabah erkenden
yola koyulduk.Çanakkale yakınlarında daha önce de geldiğimiz bir yer vardı.
Saat 12.00 de vardık.
Biraz dinlenip doooğru denize...
Buranın denizi çok soğuk olmaz,tam benlik yani..
Denizden çıkınca biraz dinlenmek için şezlongda yatarken birden yanıma bu arkadaş gelmesin mi? Pes vallahi diyorum...

Otelin Kafeteryasındayım şu an.Blogger'a resim yükleyemedim.Nasılsa Bilgisayarım yanımda yarn tekrar denerim.
Yarın Gökçeada'ya gitmek gibi bir niyetimiz de var bu arada.Oradan da resim çekerim herhalde.
Şimdilik hoşçakalın..

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Acı Biberler,Oya'lar v.s....






Biraz önce (saat:11.30 şu an) dolaştım etrafı.
O manyakların yanına gitmiyorum ki çıkaracakları sesleri bizim merkepler duyup azmasınlar diye.Sabah zaten temizlik görevimi yerine getirdiydim..:)

-Küçük havuzumuzun birinde sadece Su Vanilyası denen bir havuz bitkisi var.O bitki bütün kış karda,kıyamette hep çiçek açtı.Çiçekleri beyaz ve miss gibi Vanilya kokuyor.Yazın çiçek açmaz sanıyordum ben.Aaa açmış..Resmi çekerken dikkat etmedim.Kendi gölgemi de çekmişim meğer...:)
-Oradan gittim Oya Fidanlarının yanına.Bizde sadece 2 rengi var.Eflatun ve Gülkurusu.
Beyazı da oluyor fakat bizde yok maalesef.Dayım var benim yaşlı fakat bahçeye çok meraklıdır.Onların yazlık evin bahçesinde varmış.Bana tohum toplayacaktı bu yaz.Getirirse hemen ekeriz onları.Önümüzdeki yaz da açarlar zaten.Oya (=Laegerstromia indica) çok çabuk büyür ve çiçeğe gelir.
-En son da Süs Biberlerini gördüm.Çok hoştular.Tam Galatasaray fanatiklerine göreler şu an.Sonra hepsi kızaracaklar ama..
Ben Fenerbahçe'liyim.Fakat takımı say deseniz ....:(

Şimdilik hoşçakalın...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Arda ağbisinin cimcimeleri....




Sabah gelince büyük bir temizlik faslından sonra yerime oturabildim ancak şimdi..
Feci batırıyorlar bunlar ortalığı.Bebek gibi aynı.
Yem olarak da artık kuru mamaya geçtik.Süt ile ıslatıyoruz kuru mamayı.
Arda'ya da büyük eğlence oldu bu yavrular.Evden çıkınca doğru onlara bakmaya koşuyor.

Ben bugün az durabileceğim burada.Evde bir usta işimiz var o sebepten erken gitmem lazım.
Önce sebzelerime bakacağım tabii her gün olduğu gibi..

Hoşçakalın diyorum.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

İpeklerim bugün ne yapıyorlar?



İpeklerim'e dün bizim burada çalışan bir bahçıvan arkadaşımız barınak yaptı tahtalardan.Onları da fidanlığın içine aldık.Terk edildikleri yerde her türlü tehlike vardı .Ezilmeee,sapıklar tarafından hırpalanmaaa ve yanımızdan geçen dereye atılma vs gibi.Barınağı da bizim koca Merkeplerin onları göremeyeceği ve seslerini bile duyamayacağı bir köşeye yaptık.Burası bekçimizin evinin arkası oluyor.Böylece Arda'ya da güzel bir eğlence çıktı.İkide bir gelip bana yavrularımız acıktı diyor.
Dün Veteriner amcaları gelip onların Parazit haplarını verdi ve de gençlik aşılarını yaptı.Karneleri de var artık.5 tanesi dişi,1 tanesi de erkekmiş.Şansa bakın bendeki..:)
15 gün sonra ikinci gençlik aşılarını olmaları gerekiyor.
Bu sabah itibariyle kuru mama (süt ile ıslatılmış) yemeye başladılar.Hem de kapış kapış..:)
Resimde de uyurlarken görülüyor.
Tek kusurları barınaklarını çok çabuk kirletmeleri.Altlarına bol gazete seriyorum.
2 saat geçmiyor ki gazeteler berbat...Bu görev benim tabii.Sadece yarın Pazar ve ben torunumu misafir edeceğim için fidanlığa gelmeyeceğim.Bu işi acaba kimden rica etsem diye bugün kara kara düşünmekteyim valla...
İpeklerim'i çok seviyorum..
Allah şanslarını açık etsin diyorum..
Hoşçakalın.

13 Ağustos 2010 Cuma

İpeklerimin Son Halleri böyle işte...




İşte minik bülbüllerimin en yeni resmi..
Güzel bakacak,hiç terk etmeyecek kişilere tüm aşıları tarafımdan yaptırıldıktan sonra verilecektir.

Bize böyle de bir güzellik yaptılar....:((



Dün sabah geldiğimde bizim buradaki koca Merkeplerimiz hepsi bir ağızdan,koro şeklinde ,havlıyorlar.Böyle bir şey hiç olmaz.Sadece üst baş dökülen,hırpani görünümlü bir arkadaş fidanlığın kapısında peydahlandığında oluyor.Bir de aşırı muhafazakar (kara çarşaf giymiş) bir kadın var tanıdığımız,o geldiğinde de çılgın gibi havlar bunlar.
Ne oldu diye etrafa bakınırken birden gördüm bu kardeşleri..Parçalanmış bir de koli duruyordu yanlarında.Anlaşılan bu koliye tıkıştırılıp,en kötüsü de annelerinden ayırtılıp,getirilip bizim fidanlığın önüne bırakılıp kaçılmış.Daha önce de oldu ama bir veya iki tane oluyordu sayıları.Bu sefer tam 6 taneler.
Ne yapacağımı şaşırdım.6 köpek daha sahiplenirsem beni burada komşularımız yaşatmazlar.Zaten hali hazırdaki nufusu bile her fırsatta dile getiren ,çok hayvansever,komşularım var.
Geçen sene de acı bir olay yaşadık.Bir tanesi gece dolaşırken belediyenin ekiplerinin bıraktığı zehirli kıymadan yemiş.Gelmiş arkadaşlarının yanında titreye titreye ölmüştü..Sabah gelince gördük.Arkadaşlarını uzaklaştırıp Fındık'ı gömmek için epey zorlandık.O günden beri akşam gezmelerinde fidanlığın dışına çıkamasınlar diye bütün aralıkları da tıkadık zaten.
Şimdi sizden bana bir akıl vermenizi rica ediyorum.Ben ne yapacağım bunları?

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Su Sümbülleri açmıştı dün...




Dün öğlen dolaşırken baktım bir kaç Su Sümbülü açmış bizim küçük havuzda.Bunların çiçek ömrü sadece 1 gün olduğu için hemen resim çektim.Çiçekler bugün öldüler.:)Yani devdildiler suyun üzerine.Fakat bir kaç gün içinde yeni bir çiçek açacaklar.Bütün yaz bu böyle devam edip gider.Zaten bunu alanlar çiçeğinin güzelliğinden çok su arıtma özelliği için alıyor.
Hava epey sıcak yine.
Ben 10.00 civarında çıkıp gideceğim.Bir arkadaşımı alıp beraber Tahtakale civarına gideceğiz ,malzeme almaya.
Bu sıcakta biraz zor olsa da ne yapalım artık.Bereket oruçlu değiliz ikimiz de.
Herkese mutlu Ramazan'lar.
Hoşçakalın.

6 Ağustos 2010 Cuma

Çin Kavunu ve diğerleri....






-Çin Kavun'larını gördüm bu sabah dolaşırken burada..
Diğer adı Pepino'dur bunların.Olgunlaşınca renkleri sarıya dönüyor.Kavuna benzeyen bir tadı var fakat biraz farklı bir tad.Tabii bunlar saksıda oldukları için kolay gelişemiyorlar.Geçen yaz yere de dikmiştik.Onlar çok verimli oldular.Kışın soğuk olmayan bölgelerde hep yerde kalabiliyorlar.Samandıra'da böyle bir şey mümkün değil.
-Tohum almak istediğimiz biberleri büyük saksılara dikeriz biz.Bunlar da tohumluk acı biberler.
-Su Sümbülü (=Eichornia) de güzel bir havuz ve akvaryum bitkisidir.Kirli suyu arıtma özelliği vardır.Biyolojik Arıtma Ajanı yani..:)
Yazın bahçe havuzlarında durmalıdır,bol güneş sevdiği için.Fakat kış gelince iç mekan suya geçmeli.Eflatun rengi çiçek açıyor.Bugün çiçekli yoktu.1-2 güne kadar açan olur nasılsa.Size resmini de gösteririm.
-Geldik Su Mercimeği'ne.Lemna Minor yani.En önemli Biyolojik Arıtma Ajanı kim derseniz:işte bu arkadaştır derim.Gerçekten denedik biz bunu.Kötü kokan ,kirli bir bidon suya bıraktık 10-15 tane su mercimeğini.1 hafta sonra bu bitki nasıl çoğaldı anlatamam.Bütün bidonun üzerini kapladı.Vee su berraklaşmıştı,koku filan da kalmamıştı.Gerçekten o pis suyu tertemiz yaptı.Analiz de yaptırdık bu sudan.Analiz de bizi doğruladı zaten.
Su sümbülü de bu bitki de su üzerinde yüzen bitkiler,kökleri açıkta suyun üstünde yüzerler.Bu sebepten Nilüfer bulunan havuzlara bunlar konmamalıdır.Nilüfer'in güneşini keseceği için.
Su mercimeği minicik 3 yapraklı yeşil bir bitki,çiçeği yok.Kirli suya konduğunda yaprakların rengi koyu yeşil oluyor.Bitki çok güzelleşiyor pis sularda..:)En güzel tarafı da kışın soğuktan da etkilenmemesi.
Gönül isterki bütün kirli sular bu mercimeklerle arıtılsın...:) İlaçlar filan kullanılmasın..İnşallah diyorum....
Hoşçakalın...

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Casablanca....







Ben epey resim çekmişim bu seyahatte..
Bir kaç resim daha paylaşıyorum.
Son gün denize gittik.Çok dalgalı olurmuş her zaman.O gün de öyleydi.Ben girmedim fakat eşim girdi.Karadenizli olan alışık tabii böyle denize.
Şemsiyenin altından neredeyse hiç çıkmadığım halde her tarafım ikinci derece yanık gibi..Madecassol'den medet umuyorum.Günde 2 kere sürüyorum.
Hoşçakalın.

3 Ağustos 2010 Salı

Fas anılarım....




4 gün süren Fas-Casablanca gezimiz dün gece sabaha karşı sona erdi.Eğer THY 2 saat gecikme yapmasaydı daha makul bir saatte evimize varırdık o da ayrı....
Bu benim en uzun uçak yolculuğum oldu.5 saat.Bundan evvelki rekorum 4 saat ile Londra idi.
Uçak korkumu artık yeniyorum galiba.Bu sefer çok rahattım nedense.
Gelelim Casablanca'ya...
Çok enteresan bir şehir burası.Bir yanıyla Istanbul'un 20 yıl evvelki durumu var.Mesela çöpler hala üstü açık kasalı kamyonlarla toplanmakta.Adamlar kapıların önündeki çöp poşetlerini kamyona atıyor,isabet ettiremezse poşet kamyonun diğer tarafında patlayıp içindekiler etrafa saçılıyor...Korkunç ötesi bir koku..Vs...
Diğer yanıyla ise çok modern ve medeniler insanlar.Güzel aksanlı bir fransızca konuşuyorlar.Çok da kibarlar..
Sigara içen neredeyse YOK gibi.Üstelik kapalı mekanda içmek serbest olduğu halde ::(
Kavga eden veya küfürleşen insan da hiç görmedik.Gelir seviyesi çok düşük olduğu halde hem de...
Balık ve deniz ürünleri bakımından bir cennet burası..
Kocaman kocaman taptaze Karides'ler,Dil Balıkları,harika Kalamar'lar,Barbunya'lar ve Mırlan'lar yenildi bol bol..
İçki yok tabii.Sadece Bira serbest.
Gelinimizin ailesi düğünden bir önceki akşam bizi eve yemeğe aldılar.
Harika bir sofra idi.
Mesela deniz mahsulleri ile yapılmış muska böreği vardı.Böyle lezzetli bir şey daha önce yemedim diyebilirim..
Her şey güzeldi..
Allah yeni evlenen çiftimizi de mesut etsin inşallah.15 gün sonra gelip Istanbul'da yuvalarını açacaklar onlar..
Herkese sağlık ve mutluluk diliyorum....