En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

9 Temmuz 2010 Cuma

Süs biberi,Sarı Kala,Yaramaz kızım Karam....




-Geçen gün bir arkadaşım bana alacalı bir süs biberi fidesi verdi.Çok değişik bir biber.Daha önce hiç görmemiştim.Ben onun saksısını büyüttüm ve izlemeye başladım.Yeni goncaya geliyor,bakalım biberleri nasılmış?
İnşallah tohum alıp seneye bol bol fide yaparız.Sanırım Alanya'dan getirdim demişti yoksa Side miydi?
-Sarı Kala'larımızın soğanlarını Almanya'dan getirmiştim.4 sene önce!!
Düşünün 4 sene sonra ilk defa çiçek açtılar.İnanılmaz da fire verdiler.50 adet soğan idiler,şimdi 15 tane kaldı yaşayanlar...Son derece nazlı bir bitki.Oysa bizim yerli Beyaz Kala'larımız öyle mi? Gözlerini seveyim ben onların :)Her ortamda yaşarlar.Soğuk,sıcak,güneş,gölge,karada,Su içinde,evde,bahçede....
Bu sarı Kala'lar ayrıca kışın da dışarda üşüyorlar diye seraya koşturuyoruz kendilerini....
-Bu da benim yaramaz kızım Karam..Fidanlıktaki kuçularımızın en genci...
3 sene önce bir kış sabahı geldiğimde arabamı parkettiğim bir yer var orada titreşirken buldum kendisini.Önce Veterinerimizi aradım.Gelip aldı,kliniğe götürdü.1 hafta sonra bakımı ve aşısı yapılmış olarak geri getirdiler.4 ay odamda baktım serseriye.Her sabah geldiğimde yarım saat ortalığı temizliyordum walla..
Yarın size onun masamın üzerindeki bebeklik resimlerinden birini göstereyim en iyisi.Sonra büyüyüp merkep kadar olunca dışarı koyduk diğer arkadaşlarının yanına..
O gün biraz ağlamıştı yavrucak..:(
Şimdilik hoşçakalın hepiniz..

8 Temmuz 2010 Perşembe

Lif Kabağı..




Sabah hep Lif Kabaklarını düşünerek geldim.
Bugünün programında lifli sabun yapmak olunca ..
Lif Kabaklarımızı 4 senedir kendimiz yetiştiriyoruz burada.
Kasım ayında Lif Kabakları hasadı yapılır.Kabaklar hafif sararmaya başlayınca yani..
Üzerindeki kabuk çok kolay soyulur.İçindeki çekirdekler alt ucundan silkelenip boşaltılır ve bir kaç gün açık havada kurutulduktan sonra yerine konur.Vakti geldiğinde de kullanılır tabii:)Artanlar eşe, dosta (fakat burada bahsedilen eş-dost mutlaka lif kabağı ile yıkanmaktan hoşlanmalıdır)hediye edilir.
Elde edilen çekirdeklerden de gelecek yıl yeni kabaklar yetiştirilmektedir burada tabii.
Bu sene ektiğimiz kabaklar son resimde gördüğünüz gibiler henüz.Yani minicikler.
İlk resimdeki ise geçen yıl yetiştirdiğimiz ve az sonra sabunun içine yerleşecek olan kabak arkadaşımız oluyor.
Size bu yazıyı yazmaya gelirken Oya'mızın çiçek açtığını gördüm de...
Sevgiler...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Kısacık bir tatil günü...



Dün için bir tatil günceğizi(!)planı yapmıştık arkadaşlarla...
Sabahtan buluşup önce Samandıra'ya gelindi.Sonra peş peşe ver elini Tuzla..
Sessiz,sakin bir ortamda benim çok keyif aldığım ve tekrarını dilediğim bir gün geçirdik.Hatta dönüş yolunda ben bugünü Pazar günü sandım bile dedim yani..O kadar tatil gibi gelmiş ki bana....
Bahçede baktığım sahipsiz kedilerden bazıları yemek yiyordu.
Bir arkadaşım da taze Melisa yapraklarından hazırladığı bitki çayı bitince fincanda fal bakmaya ve falının resmini çekmeye çalışırkeeeen...

Saat 17.00 den sonra dönüşe geçtik.
Çok güzel bir gündü hakikaten...
Hepinize teşekkürler arkadaşlar..Onlar kendilerini bilirler!
Şimdi ben yeni bir sabun var kafamda planladığım,onu hayata geçirmeye gidiyorum..
Hoşçakalın..

2 Temmuz 2010 Cuma

2 Yeni Sıvı Sabun...


Bugün sabah web sitemize Doğal Sıvı El Sabunlarımızı ekledik.
Bu Sabunlar nerdeyse 1 yıldır varlar fakat pompalı şişe,etiket vs için epey vakit geçti.
Kısmet ancak şimdi imiş.
İçlerinde kimyasal yok.
Renkleri bile gıda boyası ile verildi.Yeşil olan Çay Ağacı Yağı (=Tea tree Oil ) ile kokulandırıldı.Mor olan ise Lavantalı.

Hava müthiş nemli ve de sıcak burada.
2 gündür fena halde dondurma'ya dadandım.Birazdan eve gideceğim ve sanırım yine bir dondurma beni bekliyordur..Eee fazla bekletmiyim garibi değil mi ama?

30 Haziran 2010 Çarşamba

Oradan,buradan....



Epey bir arayı açmışım yine..
Bu sefer geçerli bir nedenim de yok üstelik..Sadece tembellik ve üşengeçlik diyelim.
Dün bakım günümdü,sabah doğruca kuaföre doğru yola çıktım.Boya,kesme,pedikür üçlüsü yine halledildi.
Tam Samandıra'ya doğru yola çıkmıştım ki Oyacan telefonda..Bana geliyormuş

Çok sevinildi tabii..
Bahçe mahsullerinden oluşan bir öğle yemeği yendi birlikte,dolaştık fidanlıkta.
Vee gelecek hafta için bir plan yaptık,bakalım diğer 2 arkadaşımız da uygun ise....!
Daha onların bundan haberleri yok..Bugün öğrenecekler...
Ekşi Karadut'ta hala meyve var bu arada..:)
Herkese sevgiler...
Hepinize

25 Haziran 2010 Cuma

Yağmurlu günler...


Bir kaç gündür çok yağmur var İstanbul'da.
Epey de serinledi hava..Biz severiz yağmuru,mutlu oluruz yağınca.
Fakat evini sel suları basanlara ve sele kapılıp kaybolanlara gelince olay çok üzücü ve utanç verici bir hal alıyor.
Alt yapının ne halde olduğunu anlıyoruz böylece.
Samandıra'da tam bizim fidanlığın yanından bir dere akıyor.Böyle havalarda derenin seviyesi de epey yükseliyor tabii.Korkarak izlemekteyiz.
Bu dere eskiden tertemiz,billur gibi idi.İçinde balıklar vardı.
Şimdi mi?
Berbat ötesi..Bütün Samandıra'nın Kanalizasyonu bu dereye bağlandı .
Yazın su seviyesi azalınca da epey koku yayılıyor buradan.
Şimdi çamur rengi azgın sular akıyor.
Haberler de hep kötü bu aralar.
İç açıcı bir şey arıyorum fakat bulamıyorum ben..
Ya siz???

21 Haziran 2010 Pazartesi

Passion Fruit,Dağ Fındığı ve Arda Kardeş....




Dün Pazar'dı ve evdeydim ben.Güzel torunum da geldi..
-Bize tropik bir meyve geldi hediye.Passion Fruit...
Bu bizim Çarkıfelek var ya hani Passiflora yani.Onunla aynı familyadan bir meyve..Kokusu çok hoş ve suyu da epey lezzetli.Ben onun çekirdeklerini ekeceğim,o sebepten sabah buraya getirdim.Bakalım yetiştirebilecek miyiz burada...
-Bizim bekçimiz Sivas -Hafik'li.Hafik'in bir dağ köyünden.3 yıl önce yıllık izninde köyünden dönerken dağ fındıkları getirmişti bize.Küçük fakat çok lezzetli oluyorlar.
Bir kısmını ekmiştik onların.Geçen sene de birini saksıdan çıkarıp yere diktirdim.
İşte o serseri bu yıl 8 tane fındık yapmasın mı? Bakın çok şirinler...
-Bu da yaramazların kralı Arda..
Bekçimizin oğlu oluyor kendisi..Dolaşırken bile sürekli bir şeyler koparır..Hiç boş yok yani..:)
Umarım yavaş yavaş öğrenir.Yoksa okul çağı gelince epey canı yanacaktır bu sebepten..
Yağmur sebebiyle ortalık epey serinledi allaha şükür..Dün öğlenki o boğucu sıcak yokoldu maşallah diyeyim..Aman diyeyim hatta..:)
Hoşçakalın...