En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Dereden tepeden....Sıcaktan ve de rutubetten....






Rutubet beni çok fazla etkiliyor.
Canım hiç bir şey yapmak istemiyor.Üzerimde nasıl bir tembellik ve de Uyuz'luk var anlatamam yani...
Umarım hava serinleyince kurtulurum bu hallerden...
Yarın Pazar.Misafirlerim gelecek.Yemekler yapmam gerek.Bir gayret hadi diye kendimi motive etmeğe çalışıyorum..

Biraz buradan resimler göstereyim size.
-Kalp kalbe Karşı....Çok güzeller çok.
-Bu da minik bir Ortanca'nın kendine göre çok çok büyük olan çiçeği...
Ortanca demişken bizim evin bahçesindekileri (Tuzla)
göstermeliyim esas size.Dev gibiler valla.Her bir çiçek karpuz kadar neredeyse...:))
-Bunlar da siyah,kokulu karadeniz üzümünün korukları.
-Bu da yazıhanemizin kapısının önündeki bir Beyaz Küpe'nin çiçekleri...

Öğlen oldu bile.
Saat 13.00 de buradan (Samandıra)çıkıp eve gitmeli en iyisi.

Hepinize sevgiler ve güzel günler....

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Riva'nın Yosun Sabunu....





Riva'dayken denizden topladığım yosunları göstermiştim size.
O yosunları güzelce yıkayıp ayıkladım önce.Ayıklamak gerekiyor .Sebep şu:Aralarında bir kaç tane minicik midyecikler vardı.Zavallı yavru midyeciklere de acımadım diyemem...((
Fakat onlar da neden girmişler o yosunların içine yav?Sabunun içine girmelerine izin veremezdim tabii.

Neyse...
Kuruttum yosunları iyice.
Makasla ince ince kestim.
İşte bu görmüş olduğunuz sabunları yaptım dün.Yosunlar gözüküyor içinden.
Yosun sabunu Selülit denen illete iyi geliyor aklınızda olsun.

Bir sonraki sabunumun neli olacağına da karar verdim bu arada...
Sürpriiz....

Samandıra'dan sevgiler...

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Oya'lar,Kiwi'ler,İpek Çiçeği v.s...






Oya'lar açmış.
Onları göstereyim diye çıktım odadan,baktım başka şeyler de varmış..
Dolaştım epey.Sıcak da yerinde yani.

İpek çiçeği gördüm birden,ebruli..
Güzel mi?
Bu aylarda artık mevsimlik fideler azalıyor.Önümüzdeki hafta Hercai'leri ekeceğiz tohumdan.Kışlıkları hazırlıyoruz yani yavaş yavaş.
Hazır giyim üreticileri gibi.
Kiwi'leri de gösterelim.
Bu da Çarşamba günü kestiğim Sabun'lar.

Hiç yazasım yok.Evlatlarımız şehit olup dururken kimsenin umurunda olmaması çok acı.O ailelerin ciğerleri cayır cayır yandı.Düşündükçe kahroluyorum.

Benim oğlum 8 ay er olarak yapmıştı askerliğini.Yedek Subay olabilecekken,daha çabuk dönerim diye.Biz de onu 8 ay beklemiştik nasıl heyecanla.
Bu çocukların bazılarının askerliğinin bitmesine çok az gün kalmış,o aileler nasıl bekliyorlardı evlatlarını kimbilir.
Allahım başka kimsenin ciğeri yanmaz inşallah.

Kara bulutların ülkemin üzerinden gitmesi ümidiyle...
Hoşçakalın,sağlıklı kalın,dua edin....

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Kısa bir tatil....







Bizim dönem; yani 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ni bitirenler
Perşembe günü Riva'da toplandık.Bu sene mezuniyetimizin 40. yılı idi....:)))
Arkadaşlarımız çok güzel bir Otel seçmişlerdi gerçekten..
Cuma günü ben bile(?) denize girdim.
Deniz bana göre çokk çokk soğuktu.
Hele girerken kalbim duracak sandım.Fakat baktım herkes denizde...E ayıp artık deyip saldırdım ben de.Saldırdım dediğime bakmayın da...Adııııım adıııım elimi kolumu ılıştıra ılıştıra..Hani vardır ya öyle..İlk defa denize giriş yapan biri gibi..
Fakat alışınca gerçekten insan çıkmak istemiyor.
Dün akşamüstü 40. yıl anısına yaptırılan kahve fincanlarımızı aldık güzel bir toplantıda.
Fakat gece yağmur başladı.
Şu an hava açtı,yağmur durdu ama kumsal yamyaş...
Dün denizden Topladığım (sabun için) yosunları görmektesiniz.
O cam parçalarını da eve götüreceğim.Sahilden topladım.
Çok güzeller..Zaman içinde camın kenarlarının keskinliği de gitmiş..
Tıpkı insanlar gibi..
Öyle değil mi?
İnsanlar da yıllar geçtikçe bütün aşırılıklarından ve sivriliklerinden kurtulmuyorlar mı?
Ne diyorsunuz?