Eczacılıktan (SSK Levent Dispanseri)emekli olduktan sonra(1996) babamla bitki üretme işine girip fidanlıkta çalışmaya başladım.2002 yılında burada bir sabun atölyesi oluşturdum ve doğal sabunlar,şampuanlar yapmaya başladım.(13 Ekim 2008 de babamı kaybettik )Sokaktaki sahipsiz hayvanlara çok acıyorum ve onları çok seviyorum.Canlarım benim onlar.Bu arada 2 yetişkin evladım ve 4 tane de torunum var.Allah herkesin evlatlarını ve torunlarını bağışlasın ve güzel günlerini göstersin diyorum.
2 Temmuz 2011 Cumartesi
Kısa bir tatil....
Bizim dönem; yani 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ni bitirenler
Perşembe günü Riva'da toplandık.Bu sene mezuniyetimizin 40. yılı idi....:)))
Arkadaşlarımız çok güzel bir Otel seçmişlerdi gerçekten..
Cuma günü ben bile(?) denize girdim.
Deniz bana göre çokk çokk soğuktu.
Hele girerken kalbim duracak sandım.Fakat baktım herkes denizde...E ayıp artık deyip saldırdım ben de.Saldırdım dediğime bakmayın da...Adııııım adıııım elimi kolumu ılıştıra ılıştıra..Hani vardır ya öyle..İlk defa denize giriş yapan biri gibi..
Fakat alışınca gerçekten insan çıkmak istemiyor.
Dün akşamüstü 40. yıl anısına yaptırılan kahve fincanlarımızı aldık güzel bir toplantıda.
Fakat gece yağmur başladı.
Şu an hava açtı,yağmur durdu ama kumsal yamyaş...
Dün denizden Topladığım (sabun için) yosunları görmektesiniz.
O cam parçalarını da eve götüreceğim.Sahilden topladım.
Çok güzeller..Zaman içinde camın kenarlarının keskinliği de gitmiş..
Tıpkı insanlar gibi..
Öyle değil mi?
İnsanlar da yıllar geçtikçe bütün aşırılıklarından ve sivriliklerinden kurtulmuyorlar mı?
Ne diyorsunuz?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
çok güzel valla kıskandım .son sözünüz her indsan için geçerli değil bence .
YanıtlaSilo adanın bir adı vardır, onu adı bilen de..
YanıtlaSil