En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

30 Nisan 2010 Cuma

Çok yorgunummmm...




Bugün sabahtan beri hiç oturmadım neredeyse.
Aslında öğle yemeğinde lise arkadaşlarımla olacaktık,orada otururken biraz dinlenirim diyordum.Fakat bir arkadaşımız rahatsızlanınca biz de gelecek haftaya erteledik buluşmayı.Ben de Samandıra'da kaldım.Saat 14.50 şu an.
Odaya girip biraz oturayım dedim.
Resimlere gelince:
-Geçen gün resimlediğim köknar..Taze sürgünler nasıl da büyümüş di mi?
-Kırmızı yapraklı Kayın ağacı.Çok hoş bence.
-Bu çalımsı bitki var ya Kafuru çalısı.Yapraklarını ovalayınca misler gibi(tabii kafuru kokusunu sevenlere)kafuru kokar.Bizde sadece bir kök var.O da zaten sabun için.
Şimdilik hoşçakalın.Ben birazdan çıkıp eve gideyim..
Güzel günler hepimize.

29 Nisan 2010 Perşembe

Tarih düzeldi galiba.....



Tarih durumu ile ilgili bir şeyler yaptım,fakat oldu mu olmadı mı bilmiyorum.O yüzden bugün ikinci defa sizi rahatsız ediyorum..
Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilemek için de size:
-Ormangülü'müzü (=Rhododendron) vee
-Kırmızı çiçekli at kestane'mizi gösterip kaçıyorum..
İnşallah tarih düzelmiştir yaw...:(

Perşembe günü..29 Nisan 2010





Bu tarih meselesi ne zaman düzelecek bilmiyorum hiç....Sabahtan beri resim çekiyorum ama bazıları çok flu ve acemi işi...Şimdi o flu olanları çöp kutusuna gönderdim yani sildik işte canım.
Görecekleriniz:
Bodur çeri domateslerimiz
İspiryalarımız (Spirea yani) beyaz beyaz açtılar.
Portakal rengi Begonvilimiz nasıl ama?

27 Nisan 2010 Salı

27-Nisan-2010


Torunumla dün epey oynadık..
Oyun hamuru ile şekiller yapıyoruz.Tencere,tabak,top,pizza vs yaptık.Hamur ile verilen plastik kalıplarla da şekiller bastık.Hayvan figürleri filan...Çok eğlendik çoooook...Sabah işim çoktu ancak akşamüstü yazabiliyorum...Yarın sabah görüşmek üzere hoşçakalın...

26 Nisan 2010 Pazartesi

Bugun 27 -nisan-2010



Iste benim guzel torunum...
Dun pek resim cekemedim.
Babasi ile boyama yapiyorlar...
Hepimize guzel gunler diliyorum..

25 Nisan 2010 Pazar

25 Nisan 2010 Pazar...

Bugün fidanlığa gitmedim.Güzel torunum gelecek onu bekliyorum.Babaanne diyemiyor daha.Bambima diyor.Şimdi yoldalar.Onun sevdiği yiyecekleri hazırladım.Kek de fırında.Çayın yanında ikram edilecek.Mutfak balkonuna da elektrikli ızgaramızı dedesi yerleştirdi.Yarın torunumun (yeni) bir resmini de size gösterebilirim sanıyorum.
Hepimizin günü çok güzel geçsin...

24 Nisan 2010 Cumartesi

24 Nisan 2010 Cumartesi



Merhaba..
Artık başlığa günün tarihini koyuyorum,tarih olayını hala çözemediğim için.Yardımcım da yanımda değil:(
Hava çok güzel,bugün 3 seranın üzerindeki örtüleri açıyor arkadaşlar.Her ilkbahar böyle açarız bu naylonları.!5 Ekim'den sonra tekrar kapatırız.Otomatik bir şey olsa değil mi? Ne güzel olurdu.
Bugün sadece Beybi'nin iki resmini gösteriyorum size.Hani o en iyi niyetli olan kedim benim..
Hepimize çok güzel bir gün diliyorum..

23 Nisan 2010 Cuma

23-Nisan-2010 Cuma....




- Müge'ler goncaya geldiler..Convallaria Majalis'ler yani.
-Hayırdır inşallah rüyamda mı gördüm ne..Sarı bir kedi,2 yaşında var yok yani,sen gel elalemin balkonunda 2 tane yavru yap!!!
Yavrularını büyütmeye çalıştığı yer de bütün kedilere açık büfe olarak hizmet veren bir yazlık ev balkonu.Demek ki dedim,rüyamda tabii,hayvanlar bile başkasının yavrusuna dokunmuyor.Hayret vallahi!!
-Üç Yapraklı Limon duydunuz mu hiç?Yani Citrus Trifoliata..Karadeniz Bölgemizde çok yetiştirilir.Bahçeler arasında çit yapmak için(oklu kirpi gibi dikenleri var) ve bir de üzerine diğer tüm Narenciye'leri aşılamak için kullanırlar.Portakal,Limon,Mandalina,Greypfrut,Kumkuvat,Ağaç Kavunu vs. en güzel bu anaca aşılanır..Minik Limonlar da yapar fakat bu limonların suyu kullanılmıyor çok acı ve kötü bir tadı olduğundan dolayı.Limonlarının üzeri de kalın bir mum tabakasıyla kaplıdır kendinden.Çiçekleri çok hoş.Bu mevsim açtı da size de göstermek istedim..
Haydi ben kaçtım..Güzel günler hepimize...

22 Nisan 2010 Perşembe

Perşembe günü..











Günaydın.




Çok güzel ,güneşli bir gün başladı.Sabah hemen yazamadım (gecikmeler başlıyor mu ne?) sebebi vardı.Paketlenmesi gereken Havhav Sabunları vardı.Jelatine sarılıp kutularına konuyor ve barkodları yapıştırılıyor.Bunları ben hallediyorum.




Arkadaşları da sebze fideleri çok oyalıyor.Kasalara ekilmişlerdi ,şimdi de fide poşetlerine geçiş yapıyorlar.Bu mevsim böyle oluyor.Zaten bu çiçek ve fidan işinde mevsim başlayınca (ilkbaharda 3 ay ve sonbaharda da 3 ay olmak üzere) başını kaşıyacak vaktin olmaz ,ortalıkta bir yığın müşteri olur.Fakat bu aylar bitince de ortalıkta müşteri filan kalmaz.Biz bize kalırız.O zamanlar bizim üretim aylarımız oluyor.Ve de ortalığa çeki düzen verme vs.




Dünden kalan bazı resimler var..
1-Mahlep Ağacı hiç görmüş müydünüz?Anadolu'da bazı yerlerde İdris Ağacı da derler.
2-Karadut ağacımızda meyveler belirmeğe başladı.
3-Roka'larımız
+-Cam Güzelleri
Hepimizin günü çok güzel geçsin..

21 Nisan 2010 Çarşamba

Bugün Çarşamba....
















Merhaba,





Sabah 7.45 de geldim bugün,yol açıkmış demek.





Hava kuru idi ben yola çıkarken fakat buraya gelirken yolda yağmur çiselemeye başladı.Bizim için iyi bir şey tabii.Yani bahçelerimiz için.Fakat bir de kötü yanı var :Yabani otlar coştukça coşuyorlar.Biraz önce sabah rutinim olan fidanlık dolaşmasından odama döndüm.Otların durumu moralimi bozmadı diyemeyeceğim.Bazı yerlerde adam boyu olmuşlar,fidanlarımız gözükmüyor.Neyse bu Cuma misinalı bir alet var onunla bir çok yeri biçeceğiz.Bu aleti her yerde kullanamıyoruz tabii.Altında fidelerimiz olduğunu bildiğimiz yerlere bununla saldırırsak bindiğimiz dalı da kesmiş ve yere yuvarlanmış oluruz...:)





Bazı resimler çektim...





Yalnız bu blogda bir tarih sorunu var ama ben onu düzeltmeyi bilmiyorum maalesef.Bugün mesela Çarşamba 21 Nisan ya..Şimdi eminim ben bu yazıyı yayınlayınca orada Salı yazacak !!!
Önce dağ çileğimiz...
Fesleğenciklerimiz pek de küçükmüşler..
Küstümler..onlar minik ötesiler...
Siyah karadeniz üzümümüz.Hani Pepeçura tatlısı yapılan..Tijeeeeeeeeeen....
Kayısı'nın biri ağacın gövdesine tutunmaya çalışıyor yaw..ar mı böyle bir şey...
Hepimizin günü çok güzel geçsin derim...

20 Nisan 2010 Salı

İnekli Sabunlar....


Yağmurlu Bir Gün..







GÜNAYDIN!
Yağmurlu bir gün..8.00 de yerimdeydim..Yine biraz resim çektim.Üstlerindeki yağmur damlaları bazılarında belli oluyor mu?Bugün resimleri diğer dandik makina ile çektim,bakalım hangi dandik daha dandik? :)
Önce Iris açmıştı onu çektim.
Mürver goncalarını gösterdi,Oyaaaaa anladın sen onu değil mi?Şurup imalatı yakındır yani.
Kırmızı yapraklı Fındık Ağacımız...Daha önce gören vardır belki?
Yeni yapılan Doğal Sıvı El Sabunumuz..
Daha doğrusu yapılışı çok yeni değil ama şişe pompaları için 1,5 ay gibi kısa bir süre beklendiğinden böyle gecikti...
Bugün işim epey fazla..
Torflar da gelecek Bolu'dan,onların yerinin hazırlanması sonra da Atölye'de İnekli Sabunun değişik varyasyonları v.s...
Herkesin günü çok güzel geçsin..



19 Nisan 2010 Pazartesi

Samandıra'dan....
















Sabah 7.50 de fidanlığa vardım..Yolda Ferhat Göçer eşlik ediyor bana 1 haftadır..Yeni çıkan CD
fevkaladenin de fevkinde hakikaten...
Sadece bir şarkı var o başlayınca göz yaşlarımı tutamıyorum..İşte yazarken bile...KIZIM...
Biraz CD'nin reklamı gibi olduysa da hak ediyor bunu bu CD.
Neyse geldim işte...Bir çay içimi sonrası dandik makinamla bir tur attım etrafta..
İşte o görüntüler..
Çocuklara temizliği sevdirmek amacıyla yaptığım inek'li ve kuzu'lu sabunlar..
Köknar yeni sürgünlerini vermişşşşşşşşşşşş...
Leylak açmaya çalışırkeeen..
Sakura(=Süs Kirazı).bana bakıyordu.
Fatoş'umun da (Fidanlık Personeli kedimiz) bu resmi yeni sayılır diye eklendi buraya..
Birazdan Atölye'ye girip 20 Kg sıvı el sabunu yapmam gerekiyor..
Yarın görüşmek üzere..
Hepimizin günü güzel geçsin inşallah...






18 Nisan 2010 Pazar

Bugün Pazar....


Dün yazmamıştım o iki kedinin kimler olduğunu...Biraz merak edin diye...

Beyaz olan kedi Pamuk...Bir gözü mavi diğeri yeşil...Benim fidanlıktaki odamda 10 gün kadar misafirim olmuştu bu kış başında..Bize öğle yemeklerimizi getiren yemek firmasının kedisiymiş meğer.Oradan kaçmış buraya gelip yüksek bir çam ağacının tepesine tırmanmış.Bir müddet sonra fark ettik.Aşağı indirmek 2 günümüzü aldı.Sonunda açlık ve soğuk sebebiyle indi ve koşarak benim odaya daldı.Ona kum kutusu bulduk,banyoya yerleştirdik.

Burada hiç yabancılık çekmedi.Sonunda bir gün yemek firması elemanı hanım bizim arkadaşa

patronun kedisi kayboldu deyince anlaşıldı.

Sahibini görünce pek sevinerek gitti garibim.

Siyahlı tekir olan kedi de benim Beybi....

Herhalde bu kadar iyi huylu başka da bir kedi yoktur diyorum..Bu kadar yıldır(nazar değer diye söyleyemem) ne bir kimseyi ısırdı ne de tırmaladı yavrucak...

Evimizde onun 2 tane daha arkadaşı var...

Fidanlıktaki nufus ise 8 kedi ve de 6 köpek şeklinde...

İlerleyen günlerde sabunlar ile ilgili de yazacağım..

Tekrar görüşmek üzere...
Haa unutmadan resim de Hercai Menekşeler...

17 Nisan 2010 Cumartesi


Merhaba























Sevgili dostlar,
Epey bir süre düşündükten sonra birden balıklama daldım Blog Dünyasina.Sık sık güncellemek gerekir tabii şimdi bu blogu.İşte beni düşündüren de buydu.Bazan canım hiç bir şey yapmak istemez benim..Fakat birden boş bulunup daldım işte.Uzun süre güncellenmezse şimdiden özürler diliyorum.
Ben emekli bir eczacıyım.
Fidanlıkta çalışıyorum ve orada bir Sabun Atölyem de var.
Sabun yapımı en keyifle yaptığım iş aslında.Yeni çeşitler denemek çok eğlenceli..Bunlar Doğal Sabunlar..Yani içeriğinde katılaştırıcı,raf ömrünü uzatıcı ,köpük arttırıcı,,,,vs gibi kimyasallar yok.
Sadece bitkisel yağlar,sudkostik,esans ve çiçek veya tohumlar var.
Sudkostik sabun bazıdır.Yağların sabun haline gelebilmesi için gereklidir.Tek başına iken tahriş edici bir madde olduğu halde yağlarla karıştırıldığında bu yakıcılığı kalmaz ve tamamen farklı bir ürüne dönüşür:SABUN...