En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

30 Ekim 2010 Cumartesi

Alçılı Çocuk....





Dün öğleden sonra Vet. ağbimiz geldi Bülbül'ü kontrole.4 tane iğne yaptı ipeğime.B vitamini,C vitamini ,Kalsiyum vs.İğnelerde hiç sesi çıkmadı.Sonra da ön ayaklarını alçıya aldı...Gerçek alçı değil ama alçı gibi sabitledi yani.Kalın karton+Pamuk+Gazlı Bez üçlüsüyle alçı gibi bir şey oldu aynen.Vet. ağbi gittikten sonra başladı çocukta huzursuzluk..Hiç basamıyor,arka ayaklarından kuvvet almaya çalışıyor yavrum ve yana devriliyor.3 gün dayanın dedi giderken...:(
Ben çıkarken de tabii aklım onda kaldı.Ev halkından korkmasam onu da eve getirecektim yani o kadar içim sıkıldı durumuna.Gece kalkıp kalkıp saate bakıyordum sabah oldu mu diye.Neyse 6.00 da fırladım yataktan,kahvaltımı aceleyle yapıp çıktım yola.Geldim ki ne göreyim: Bülbül efendi alçının (!) birini söküp atmış yere ve diğer alçısıyla fır dönüyor etrafta..Onu öyle görünce nasıl sevindim anlatamam.
Dün üzüntüden 2 alçısıyla resmini çekmemiştim.Bunlar bugün çekildi.Baktım ikinci alçı ile de uğraşıyor ben de ona zahmet olmasın diye çıkardım..Çok sevindi yavrucak.İşte size de bu pozu verdi...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Kazanımız yanıyor,Kokina,Dilmik vs..







-İlk resim Kokina.Gerçek Kokina yani..Yoldaki arkadaşların yakında satmaya başlayacaklarında bu Kokina'nın yaprakları var sadece.Şu anda yeni kızarmaya başladı boncukları Kokina'ların.Resimde 1 tane de yeşil boncuk görünüyor hatta.Bahçede dikili oldukları yere ulaşıp resim çekmem zordu,ben de kesip bir dalını aldım.
-İkinci resimdeki arkadaş da Dilmik.Kokina ile aynı familyadandır.Bunun boncukları biraz geç oluşuyor.Yakında başlayacak.Yapraklarda çiçek tomurcuklarını görüyorsunuz zaten.Bu arkadaş da Kokina gibi az sayıda ama kocaman kırmızı boncuklar yapacak.Bence Kokina da Dilmik de çok şık çalıları kış mevsiminin.Değil mi?
-Bu da sarı çiçekli bir Begonvil.Şaşırıp açmışlardan.Buralar epey soğudu.Begonvil'ler vs bu hafta sera içine alınacaklar.
-Dün nihayet bütçemiz 1 Ton kömür almaya yetince bugün emektar kalorifer kazanımızı yakabildik Allaha şükür.
-Tabii odamızın ısınmasına benim kadar Bülbül de sevindi ve size de bu pozu verdi ipek oğlum.
Güzel günler dilerim hepimize....

26 Ekim 2010 Salı

Meşhur Hurmalar....




Önceki post'taki hurma resimleri görünmüyormuş.
Ben de bugün gelir gelmez (güneş çekilmeden) onları tekrar resimledim.
İşteee hurmalarda son durum budur arkadaşlar.Kuruma aşamasında yere düşenler ve de meyvelerin küçülmesi nedenleriyle epey fire verdiler maalesef.Daha fazla hurma olsaymış hiç fena olmazmış yani.
Artık seneye inşallah...

24 Ekim 2010 Pazar

Hurmalar neredeyse oldu gibii...:)





Dün öğleden sonra eve dönünce hurmalarımızın son durumunu resimledim de onu gösteriyorum buradan.
Turşumuz güzel olunca 2 kavanoz daha alıp onlara da Acur ve Kornişon kurdum.
Diğer resimde de Kumkuvat reçelimizin kaynamaya başlamadan önceki pozu görülüyor.
Bu sene çok Kumkuvat var ağacımızda merak etme O..... :)

Bugün Pazar,ben işe gitmiyorum tabii.Torunumu bekliyorum.
Hepimize mutlu Pazar'lar....

23 Ekim 2010 Cumartesi

Porsuk,Sinameki vs....






Cumartesi oldu bile.Bu hafta sanki çok çabuk geçti gibi geldi bana.
Sabah gelince epey dolaştım..
İştee objektifime takılanlar...deermişiiimmm...:)
-Yeni bir Cotoneaster geldi bize.Bu onun resmi.Üzerinde gül kurusu rengi boncuk gibi meyveleri var.Üreteceğiz bunu.
-Bu sarı çiçekli ağaççık da Sinameki.Yaprakları kabızlığa karşı ilaç olarak kullanılır.Kış başına kadar yapraklı kalıyor sonra yapraklarını döküyor.
-Bunlar da Erkek ve Dişi Porsuk'lar.
Kırmızı meyveli olan dişi ağaç.Erkek ağaç bu kırmızı meyveleri yapmaz.Geçenlerde Leylak Hanım da blogunda resimlemişti o güzelim kırmızı topları.Ama onun çektiği resim harika idi valla.
Şimdilik hoşçakalın...

20 Ekim 2010 Çarşamba

Benim uslu Bülbül'üm....





Size anlatmamıştım ben.
Bu arada Bülbül'üm yine Vet. Kliniğinde bir kaç gün geçirdi..
Sebep karnının çok şiş oluşu ve de büyüme geriliği.Bu defa daha ileri kan tetkikleri yaptılar ve de dün geri geldi kuzucum.Hakikaten de büyüme hormonlarının biri çok eksikmiş bunda meğer..:)Karın şişliğine de o sebep oluyormuş.Domuz Yağı bulabilirsek iyi olacak.Domuzyağında büyüme hormonu varmış!Duymuş muydunuz?
Başka bir köpeğin sahibi Eminönünde bir kasapta bulmuş,şimdi Vet. ağbimiz onu öğrenip kendisi bulmaya çalışacak sağolsun.Her gün yemeğine bir çay kaşığı katacağız bulunursa.
Çok sakin bir çocuk bu bizim Bülbül.Bugün Sabun Kurs'u vardı burada.Onu benim odada bıraktım.Hiç ses yok yavrumda.
Bir kere bile mızıklamadı maşşallah.Sus oğlum deyince anlıyor.
Şimdi de uyuyor.Ben birazdan eve gideceğim.Hergün giderken ona Bay Bay Bülbül diyorum.İşte o zaman mahsun mahsun bakıyor kuzucuk..
Ne yapalım bu odada kalamayacağım için mecburuz..

Hoşçakalın.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Bıttım,Kahve ve Biberiye Sabunları.....







Bu hafta sabun yapımı açısından epey verimli çalıştım bence...:)
5 farklı sabun yaptım.
Her gün 1 çeşit yaptığıma göre 5 gün çalışmışım demek ki..
-İlk resimdekiler yine Bıttım fakat 5 yağlı Bıttım bunlar.Rengi de krem rengi oldu.
Güzel oldular.4 hafta kuruyup olgunlaşmaları gerekiyor.
-İkinci resim bu sabah yaptığım Biberiye Sabununun bulaşığı.Bu tencere,tahta kaşık ve plastik spatula hemen yıkanmaz.Yakıcıdır hala.Ama yarın yıkarsanız hem çok güzel köpürür,hem de ellerimizi de hiç yakmaz.Bu sebepten hep bulaşık tencereyi ertesi gün yıkarım ben.Mesela bu sabah gelince dün yaptığım Kahveli Sabunun bulaşığını yıkadım önce.Sonra da Biberiye'liyi yaptım.Yarın yokum,demek ki Pazartesi günü sabah gelince de önce bu nun bulaşığı kaldırılacak sonra da Meyan Kökü Sabunu yapılacak.
Bu hafta başında bir bloknota yapılacakları yazdım.Aciliyet sırasına göre.Bu şekilde çok programlı oldu.Stoklara bakıyorum ve hangisi azaldıysa ona öncelik veriyorum..
-Üçüncü resimde dün yapılan Kahveli Sabunlarımı görüyorsunuz.Güzel bir mutfak sabunudur.Mutfak lavabosunda bulundurulmasının sebebi ellerdeki soğan,sarımsak ,balık,karides vs gibi kokuları yok etmesidir.İçinde bildiğimiz ince çekilmiş Türk Kahvemiz var.
-Dördüncü resimdeki ise bu sabah yapılan Biberiye'li Sabun'un minik silikon kek kalıplarına dökülmüş hali.
-Son resimde ise aynı Biberiye'li Sabun normal sabun kalıplarında görülüyor.Bu resmi sabunu döktükten 2 saat sonra çektim.Sabun önce şeffaf Jel halini alır ,sonra da opaklaşır.Bunu göstermek için minik kek kalıplarını kullandım .O kalıplar küçük olduğundan Jel hali geçmiş ve opaklaşmışlar gördüğümüz gibi...
Yarın kalıplardan çıkmaya hazır olacaklar fakat ben Pazar günleri gelmediğim için onları Pazartesi günü çıkaracağım...
Bu bekleme süreci çok heyecanlı oluyor.Veya benim için böyle diyeyim.
Eskiden,sabun yapmaya yeni başladığım dönemde bu Atölyem yokken yani,evimizin mutfağında yapıyordum.Gece bile yatağımdan kalkıp gidip bakıyordum nasıl gidişat diye..Bu da bir hastalık herhalde.Tıp dilinde bu hastalığın bir adı vardır fakat ben bilmiyorum...:) Tek bildiğim insanın bir hobisi olmasının çok güzel bir şey olduğu.
Bu sayede en sıkıntılı ve kötü günleri bile insan daha kolay atlatır derim ben..

Hoşçakalın.

Ek: Resimlerin ters olduğunu farkettim ama zamanım yok.
Yani 1 var ya 5 olacaktı...
Pardon ....

13 Ekim 2010 Çarşamba

Hurmalarda Son Durum...






Eve bir geldim ki ne göreyim?
2 tane hurma yerde duruyor,sapları ise ipte asılı...
Karga olabilir.Allah vere de yarın da devam etmese...
Gördüğümüz gibi kurumaya yaklaştılar sanki...
İyi akşamlar...

Ağaç Küpesi ,Yavru Ceviz vs...







Bugün epey kapalı bir hava var burada.Ara ara da çisil çisil yağıyor.
Cumartesi günü biz allahtan 3 Seramızın üzerine örtülerini kapamıştık.İlkbaharda açıp bu zamanlar kapatıyoruz örtülerini.Bu 3 Serada dolaştım az önce.Bazı resimler de çektim.
-İlk resimde Cycas Palmiyelerimizden birini görmektesiniz.Samandıra'da bu Palmiye türü kışın ancak sera içinde durabiliyor.
-İkinci resimdeki arkadaş 2 seranın arasında kendinden çıkmış bir Ceviz fidancığı...
Bu sanıyorum az ilerdeki büyük Ceviz ağacımızdan kopup gelen bir cevizden türemiştir.
-Üçüncü resimde Ters Dut ağacımız görülüyor.Daha yaprakları dökülmedi.Bir balerin gibi duruyor orada sanki...:)Değil mi?
-Dördüncü ve beşinci resimdeki de Abutilon (=Ağaç Küpesi)
Bu bitki de kışın Samandıra'nın soğuğuna dayanamayangillerden.Üstü örtülü serada durabiliyor.Yani:Kalorifer de isterim demiyor allahtan..Kışın yaprakları dökülüyor.Bu mevsim en gösterişli zamanı onun için resmini koydum buraya.

Dün sabahtan beri Bülbül'ümün yine karnı şiş.
Birazdan Vet. ağbi gelip bakacak bakalım ne var diye.Onun dışında neşesi yerinde ama neden böyle şiş bu çocuğun karnı bilmiyorum.

Hoşçakalın hepiniz..

9 Ekim 2010 Cumartesi

Trabzon Hurmaları Son Durum....





Eve gelince hemen mutfak balkonuna koşuyorum.Hurmaların durumuna bakmaya tabii.
Maşallahları var.Kuruyacaklar galiba sonunda eğer bir aksilik olmazsa.
Balkondaki küçük masamızın üstünde de turşularımız var.Bu sene ilk defa turşu yaptım ben uzun yıllardan sonra 2 küçük kavanoz.
Çocuklar küçükken de yapardım.Sonra epey bir ara vermişim.
Bu sene Samandıra'da çok biber oldu.Bir kısmını da turşu yapayım dedim.Nasıl yapıldığını bile unutmuşum.İnternetten bir tarif bulup yaptım ben de.

İyi akşamlar....

Sera'mızın İçinden ....






Sabah 8.15 de geldim yerime.
Önce doooooğru Bülbül'ümün yaptığı yaramazlıkları temizledim tabii.Artık bu çocuk büyüse de inşallah neyin nereye yapılacağını bir öğrense..
Sonra ona yemek verdim.Oradan da seramıza girdim.
-Bu Pipo Çiçeği yani Haemanthus.
Çiçek açma mevsimi tam şimdi bu zamanlar.2 ay kadar çiçeği üzerinde durur.Sonra tohum bağlar.Fazla bilinen bir bitki değildir.Bizde de bir kaç tane var sadece.
-Bunlar da Rhypsalis'ler.Türkçe ismi yok.
Bu da ithal bitki.2 sene önce IKEA'dan almıştım tek 1 saksı.
Çelikten çok kolay çoğaldılar.
-Bu da Tarhun.Yani Estragon.
Ben tohumdan ekecektim,bir arkadaşa bahsetmiştim,tohumunu alıp ekmek istiyorum diye.
O da 2 gün sonra Fransa'ya gidiyormuş ve orada bahçe marketlerinde dolaşırken böyle saksıda hazır büyümüş bitkisini görünce alıp ta oradan getirdi sağolsun.Çelikten de oluyor.Biz ondan bir dolu çelik yaptık önce ,hepsi de tutmuş maşallah.Sonra da toprağını değiştirdik.Bu bitkileri hep Torf'a dikiyorlar hafif diye.Hollanda veya İtalya'dan geliyorlar,gelirken TIR'larda fazla ağırlık olmasın ve de suyunu çabuk kaybetmesin diye.Torf besleyici özelliği olmayan bir toprak çeşidi.Toprağı değiştirilmeyen bitkiler de kısa bir süre sonra ya ölüyor ya da tanınmayacak şekillere giriyorlar.
Tarhun mutfakta kullanılan bir bitki.Et ve Tavuk yemeklerine çok yakışıyor.
Kurusu da satılıyor Ayfer Kaur Baharattan aldım geçen sene.
Şimdi artık tazesi geldi...:)
-Bu da Lime (Laym diye okuyorlar ya o işte)
Bir cins Limon yani.Fakat Aroması farklı,hoş bir tadı da var.Meyveleri Limon'dan biraz daha küçük.
Bu da bir arkadaşımız tarafından geçen sene son nefesini verirken bize getirilmişti.
Kurtulacağını sanmıyordum.Yaprakları sapsarı ve yapış yapış idi.Pamuklu Bit sarmış.
Berbat bir toprağa da dikilmiş garip.Epey uğraştık.3 defa ilaçladık.
Bakım yaptık bu sene toparladı,çiçeklerini açtı ve de 20 tane de meyvesi var üzerinde.Sahibi gelip gidip bakıyor fakat almaya çekiniyor yine bozarsam diye.
Kışa kadar bizde durmasına karar verdik.Bir kaç çelik yapın dedi.Kasım ayında çelik alıp kendisini sahibine teslim edeceğiz.

Bizden haberler böyle.

Hepimize mutlu ve sağlıklı bir haftasonu geçirmemizi diliyorum.

8 Ekim 2010 Cuma

Doğal Mumlar ve Başka Şeyler....






Dün Öğle saatlerinde 4 tane Mum dökmüştüm toprak saksılara.Sabah erken gelen bir ziyaretçiye bir tanesini hediye ettim.Sonra da kalan 3 taneyi resimledim .Eşe dosta hediye olarak verilecek bunlar da zaten.Muma Mersin kokusunu çok yakıştırdım,o sebepten bunlar da Mersin kokuyorlar.

-Bülbül'ün marifetlerini temizledikten sonra girdim seraya.Baktım arkadaşlarımdan biri Bellis'leri şaşırtıyor.
Bellis Perennis Tasso bunlar.Çok güzel bir kış mevsimliğidir.Türkçe adı Ponpon Papatya.Hele Pembesini ben çok severim.Önceki resim şaşırtılmış kasa,sonraki ana kasa.
Bu mevsimlik çiçekler kaç kere elden geçerler işte böyle..
Önce o ana kasaya ekildiydi tohumlar.
Yaklaşık 1 ay sonra işte bu şaşırtma oluyor.
1 ay sonra da poşetlenecekler.Yani küçük fide torbalarına geçip müşterinin beğenisine sunulacaklar...:)
-Son resimde de Küstüm ve de bağladığı tohumlarını görüyorsunuz.
Küstüm mevsimlik bir bitki.Kasım gibi kuruyup ölecekler.Ölmeden evvel de tohum yapıyorlar işte böyle.Seneye de onların çocuklarını yetiştirebilelim diye...:)

Havalar soğudu ne güzel..
Soğuklardan şikayet etmeyeceğimi söylediydim.
Bugün biz seramızdaki 2 sobayı kurduk ve biri şu an yanıyor bile..
Serada kalorifer de var ama bu sobalar işte böyle Sonbahar ve İlkbaharda çok işe yarıyor.Arkadaşlar üşümüyor ve de Çay yapıyorlar,öğle yemeği soğumuş geldiğinde onu ısıtıyorlar.

Güzel bir kış olsun inşallah;gerek sağlık açısından gerek iş açısından herkese...

5 Ekim 2010 Salı

Trabzon Hurma'larım kurusun da büyüsün niiinniiii...




Sabah Samandıra'ya geldiğimde masamın üzerinde plastik bir kasa içinde Trabzon Hurma'ları buldum.Kimin gönderdiğini biliyorum.Bir tanıdığımın bahçesinden bunlar.
Geçen sene Meyvelitepe sayesinde tanışmıştım kurutulmuş Trabzon Hurma'ları ile.
Çok lezzetli idiler.Bakalım benim yapmaya çalıştığım da öyle güzel olacak mı?
Hurmalar kesinlikle market veya manavda satılanlardan olmayacak bir kere.
Onlar Karpit ile olgunlaştırılıyormuş.Dalından toplanacak ve de yumuşamadan önce toplanmalı imiş.
Kabukları soyulacak güzelce.
Saplarına ip bağlıyoruz.
Bir tencerede fokur fokur kaynayan suya ipinden tutup batırıyoruz ve yavaş yavaş 10 a kadar sayıp sonra kaynar sudan çıkarıyoruz.
Balkondaki ipe bağlıyoruz.Kurumalarını bekliyoruz.
Bakalım sonuç nasıl olacak.
Bir kere tadına baksanız kesinlikle çok seversiniz.

Gelişmelerden haber veririm.
İyi geceleer.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Fujer Türleri,vs...






Sabah gelince benim Bülbül oğlum beni sevinçle bir karşıladı ki...
Dün yoktum diye özlemiş oğlum annesini demek..:)
Ben bu serseriden nasıl kurtulacam yaw...Hiç bilmiyorum valla....
Bugün konumuz Fujer'ler..Yani Aşk Merdiven'leri....
-Fakat onların yanına giderken bir de baktım ki ne göreyim!
Bu sene bizim minyatür Kumkuvat'ımız (Kamkat) coşmuş valla..Meyvesi çok bol yani...
Boyu ise 1 metre.Hadi yaşadın O.... dedim.

Artık link vermeyi öğrendim.Cumartesi günü Link Verme Kursu aldım da bir arkadaşımdan..Bundan sonra yerli yersiz link vermeler bende.....:)

Sonra gelelim Aşk Merdivenlerinin çeşitlerineeee...
-Bu ilk Aşk Merdiveni en çok görülen tür.
-Bu da Tül Fujer denen nispeten nadir bir türü.
-Bu ise benim en sevdiğim Venüs Saçı denen Adiantum Capillus Veneris..Harika bir Fujer olup pek fazla bilinmez..

Bugün çok güzel serin ve güneşli bir hava var.Harika.
Dün akşam da güzelce yağmurumuz yağmış,yani bugün dış mekan sulama işimiz de yok.Bizden mutlusu yok Allaha Şükürler olsun.

Sizlere de güzel ,mutlu bir gün diliyorum.
Hoşçakalın.