En iyi huylu kedisi idi dünyanın....

30 Kasım 2010 Salı

Alçılar Çıkmıştır....






Dün yazamadım.
Alçıları çıkarıldı Bülbül'ün.Yeni Röntgen çekilip eskisiyle karşılaştırıldı.
İyiye gidiyormuş.Köyümüze geri geldik biz de.Şimdi 2 hafta böyle duracak açık olarak.15 gün sonra Pazartesi günü kontrol var.
Allahtan hayırlısı inşallah.

-Bu resimde odamızda görülüyor kendisi.
Nasıl büyümüş mü biraz bari?Taşırken epey ağırlaştı serseri.

-Bu da Sekoya Ağacı.Sevdiğim bir ağaç olduğundan ara ara resmini koyarım buraya..:)

-Bu da toprak küp'te ekili bir Muehlenbeckia Bitkisi.Çok dekoratif değil mi?

Hala ev yerleştirmeğe uğraşıyorum bu arada.Fakat ilk haftaya göre epey yol aldım..:)
Yani evimize gelenler oturacak yer buluyorlar artık.:)
Havalar da harika gidiyor Maşşallah.Allaha Şükürler Olsun her şey için...
Hepimize mutlu günler dilerim...

27 Kasım 2010 Cumartesi

Nergisler açmış....






Kuvvetli Lodos var burada.Dolaşırken uçuyordum az kaldı..:)
Yerdeki çamurlar da kurumuş çok iyi.Kışın bizim burada bol çamur olur haliyle...Aslında imkanı elverişli olan fidanlıklarda çamur olmaz tabii,ama bizde hep olur.Her yanı çakıl veya beton kaplarsanız hiiiç çamur filan olmaz.

Neyse..
-Baktım minik çiçekli,kokulu Nergis'ler açmışlar...Babamdan kaldı onlar da orada.Yerini hiç değiştirmedik..Belki de görüyordur şimdi açtıklarını...
-Bir kaç sene evvel seramızın üzerine devrilip onu yerlebir eden Meşe'nin gövdesi de mantarlarla dolmuştu.Bu ağaçlar kayıtlı ağaç olduğu için Sera'mızı yıktığı halde 4-5 saat beklemiştik Orman İdaresinden gelip zabıt tutacak ekibi..Onlar enkazı kaldırılabilir diye yazınca biz de kısım kısım kesip altından Sera yıkıntılarını topladıydık...Ne günlermiş..
-Bu da Fidanlığımızın girişi....
-Atölye'nin kapısı...:)

Bülbül çok yaramazlaştı valla..Her sabah korku içinde giriyorum odaya,acaba neyi kemirdi diye..Kabloları mümkün olduğu kadar yukarılara kaldırdık...Dolapların alt raflarını boşalttık...Dişleri kaşınıyor galiba bunun.Her bulduğunu kemirmeye başlıyor.Demin bir kırmızı Kapya biber koparmış yiyordum.Baktım istiyor önüne uzattığım anda alıp kutusuna gitti ve de afiyetle yedi...:)Maşşallah çok da iştahlı..
Pazartesi günü Kontrolu var yine.Hayırlısı olsun inşallah hakkında kuzumun.

Hepimize güzel bir haftasonu dilerim...

24 Kasım 2010 Çarşamba

Cycas'lar,Malta Eriği,Bülbül vs....






Bayram geçti işe başladım fakat vakitten yana çok fakirim..
Bugün biraz resim çekeyim dedim...
-Baktım Yeni Dünya'lar yani Malta Eriği de deriz,çiçeklerini açmışlar.Öyle de güzel kokuyorlar ki mis gibi.
-Onlara yakın bir sera var o seraya da baktım ve Cycas Palmiye'lerini de resimledim.
-Bülbül'ü Bayram Tatilinden sonra Pazartesi günü Kliniğe götürdüm.Alçılar açılıp bakıldı.Durumu iyiye gidiyor dedi Vet. Amca..Çok sevindim.O gece Klinikte kaldı bacaklarına Fizik Tedavi uygulamışlar.Ertesi sabah 9.00 da gidip aldım köyümüze geri döndük...:)Yeniden bir alçı yapmışlar.
Pazartesi günü gideceğiz tekrar.
Allahtan yavrum arabaya alıştı,sakince gidiyoruz Maşallah.Öne alıyorum onu da yanımdaki koltuğa,kutunun deliklerinden bana bakıyor ipeğim...
Yalnız bu arada büyümüş Maşallah,kedi kutusuna sığmadı ona yeni kutu aldım mecburen.

Bizden haberler böyle.
Dualarınız benim güzel oğluma çok iyi gelmiş ..
Teşekkür ediyoruz buradan size ikimiz de....

20 Kasım 2010 Cumartesi

Taşınmak Zor İş..



Merhaba...
Bayram tatili bizim için evden taşınmaya yaradı..
Epey kolayladık çok şükür allaha.Bir kaç ufak tefek alınacak eşya kaldı o kadar.
Artık Tuzla'lı olduk tamamen...:)
Fakat kendime kızdım valla..Ne kadar çok ve gereksiz malzeme biriktirmişim meğer evde 21 yıldır..Bir çoğunu dağıttım ihtiyacı olanlara...
Şu an Tuzla'daki salonda fazla miktarda açılmamış koli var fakat ben oturmuş burada çene çalıyorum..:)
Verilmiş ortak kararımız her gün 1 veya en fazla 2 koliyi açıp yerleştirmek eşimle.Karar nasıl ama?Tam tembel işi değil mi?
Kendimizi yormayacağız diye sözleştik...

Bu resim de sabah uyanınca yataktan görünen manzara...
Hadi bana müsaade...

13 Kasım 2010 Cumartesi

Şundan,bundan....






Bu sabah 8.30 da Samandıra'dan yola çıktık Şaşkınbakkal'a doğru.
Bülbül Efendi de yanımızda.Yeni bir bahçe düzenleme işi vardı Suadiye'de.Önce oraya uğradık.Arkadaşım çiçekleri,toprakları vs. arabadan aldı.Ona yapılacak işi gösterdikten sonra Bülbül Efendi ve ben gittik Vet. Kliniğine.
Alçıları açtı bir ağbi.Yara,bere vs yok.Alçılarla yürümesi nasıl dedi.Gayet iyi dedim.Tekrar yeni bir cici alçı yaptı.Ayakları açılınca yavrum hemen onları yaladı.Özlemiş çocuk ayacıklarını besbelli...:)
Neyse oradan Suadiye'ye ağbiyi almaya gittik.Biraz bekledik,o da işini bitirdi ve tekrar köyümüze geri geldik....1 hafta sonra anlaşılacakmış bakalım alçı başarılı mı oldu...İnşallah başarılı olur...

-Sabun kurutma raflarımızdan birini görüntüledim.Bunlar daha 2 hafta kuruyacaklar böyle sonra da paket yapılacaklar.
-Dışarı çıkıp kısa bir tur attım etrafta.Sedir'in bir dalını yakın plan çektim!
-Bu da Alacalı Süs İğdesi.Adında İğde geçiyor ama meyve vermez.Bunun bir de düz yeşil yapraklı olan cinsi var,o meyve verir ama iğdenin meyvesi ile ilgisi yok.
Bunlar çalı tipi süs bitkileri böyle işte...
-Bu da arazinin ortasından geçen (!) caddeden bizim tarafa giden yol..
Güzel bir Sonbahar görüntüsü ....
Hava da tam Limonata gibi bugün.
İyi hafta sonları herkese...

11 Kasım 2010 Perşembe

Siklamen,Kasımpatı,Fatoş ve de Bülbül...







Bu güzel havaların kıymetini bilmek lazım dedim ve attım kendimi odadan dışarı bu sabah.Her yere gittim hemen hemen.Bu arada burası 10 dönüm..
Şimdi geldim size resimleri göstermeye...

-Siklamenler çok hoştular,ben de 2 farklı rengini görüntüledim...
-Bu da bizim fidanlığın kadrolu kedilerinden Fatoş.Rahmetli babam çok severdi Fatoş'u.O da bütün gün babamın peşinden ayrılmazdı.
-Bu da değişik bir Kasımpatı.
Katmerli,ponpon gibi ve de kanarya sarısı.Güzel değil mi?
Bazıları Kasımpatların o değişik kokusunu hiç sevmez.Halbuki ben bayılırım..
-Burada da Bülbül istirahat halinde..
Fakat bu çok yaramaz oldu artık.Odada alçaktaki raflarda ne var ne yok hepsini karıştırıyor.Biz de en alt 2 sıra rafı boşalttık.Tohum vs. yi de Depomuza koyduk.Bir şey lazım olduğunda ha bire depoya koşuyoruz.Şu alçıları çıksa ben biliyorum onu nereye göndereceğimi..:)
Yok yok Barınak değil...

10 Kasım 2010 Çarşamba

10 Kasım 2010







-Sümbül ,Lale,Nergis,Çiğdem soğanlarımız geldi geçen hafta.Bu hafta da ekilmeye başlandı saksılara.Sümbüllerin bir kısmını görüyorsunuz.
-Bu da Sekoya Ağacı'nın gövdesi.Dolaşırken hoşuma gitti de size de göstereyim istedim.Bir kaç çeşit Sekoya var.Bu kışın yaprak dökmeyen cinsi.
Porsuk Ağacına benzer,tek farkı yapraklarının daha açık yeşil olması.Yaprak döken bir Sekoya daha var bizde.Epey uzaktalar onlar.Başka bir gün de onları göstermek isterim.
-Bugün Kumkuvatların sararanlarının ikinci partisi de toplandı.Burada gördüğünüz de o.Bir arkadaşa(?) gidecek bu parti..
-Itır çok sevdiğim bir bitkidir.Muhallebi yaparken içine bir kaç yaprak eklerim.
Burada da Itır'larımız görülüyor.
- 7-8 sene önce Çanakkale Seramik'ten bir Yılbaşı Hediye paketi gelmişti.Atatürk'ün el yazısı da görülüyor.O yıldan beri bu küçük odamın duvarını süsler...
Nurlar içinde yatsın güzel Atatürk'ümüz...

9 Kasım 2010 Salı

Beyaz Meyveli Mersin,Defneler Çiçek Açıyor vs....






Hava çok güzel bugün..Ilık,güneşli,tam bahar havası gibi.
Epey dolaştım bahçede.
Resimler de çektim tabii.Şimdi onlardan bazılarını size de göstereyim.
-Bu Tütün Çiçeği.
Hala canlılar.Bizde Beyaz'ı ve Pembe'si var.Hafif kokuludur kendileri.
-Bu da Defne'nin çiçek açmadan önceki goncaları.Bu dişi Defne.Çiçekler sonra siyah renkli zeytin gibi meyvelere dönüşecek.Defne tohumlarına yani.Bu tohumlardan da Defne Yağı yapılıyor.Çok da güzel sabunu oluyor defne yağının.
Erkek Defne ağacı da böyle goncalar yapar fakat onlar çiçeğe ve meyveye dönmez,dökülür giderler.
-Bu da beyaz meyveli Mersin.
Geçenlerde Leylak Hanım sormuştu hatta.Bu meyvelerin yendiğini duymuştum fakat emin değilim,onun için hiç denemedim.Yalnız yapraklarını ovalayınca ellerim mis gibi kokuyor.Baharatlı bir koku.
-Bu da Lale Ağacı'nın yapraklarının sonbahardaki görünüşü.
Lale Ağacı (=Liriodendron Tulipifera) güzel bir ağaçtır.Yaz başında Lale'ye benzeyen krem rengi çiçekler açıyor.Çiçekler yukarıya doğru dururlar ağaçta.Çok enteresan.Kıymetli bir ağaçtır.

Ben çıkıp biraz daha dolaşayım.
Fizik tedaviye gideceğim sonra da dirseğim için.
Hoşçakalın...

7 Kasım 2010 Pazar

Takunyaları ile Bülbül 'üm....






Dün akşamüstü veterinerden çıkıp Küçükyalı'ya evimize geldik Bülbül ile.
Yine 2 koca alçımız vardı.Yerine koyunca (evdeki küçük tuvalet maalesef,başka yerde gezinmesini istemeyen 1 tane amca ve 1 de ağbi var )kutuyu açıp dışarı çıkartmak istedim yavrucağı fakat çıkmadı ve direndi bana.Üzüldüm tabii.Ben de kuru mamasını ve suyunu o taşıma kutusunun içinde yedirip içirdim.Lambasını da söndürüp gidip yattım.
Sabah 5.00 de gittiğimde kutudan çıkmış ve ayakta duran bir çocuk karşıladı beni!!
Tuvaletten çıkıp peşimden oturma odasına da geldi..(amcalar uyurken)
Ben de bir kaç resmini çektim siz de görün diye...O kadar dua ettiniz ona biliyorum ben...
Diğer resim geçen hafta Pazar günü Maya(torunum) ve babası Parkta oynarlarken...
Bu Pazar hasta olduğu için gelemedi yavrucak...Haftaya inşallah....
Herkese güzel günler...
Hava da çok güzel ,her şey de çok güzel...
Allaha çok şükür....

6 Kasım 2010 Cumartesi

Yapraklar kızardı...








-Önce Arapsaçı..
Çok severim bu bitkiyi.Dış mekan için çok güzel bir yer örtücüdür.Soğuğa da dayanır..
-Bu da sonbaharda kızaran yapraklarıyla bir Akçaağaç:Acer Palmatum yani..Bir süre daha böyle kalacak,sonra yapraklarını dökecek..
-Bu daaa bir Sümüklüböceğin Zeytin Fidanına tırmanırkenki görüntüsü...
Çok şirin değil mi?
-Bodur Ateş Dikeni (=Pyracantha)
Bu mevsim her yanda görürsünüz.Bu boduru.Boylusu da olur.
-Mersin Bitkisi..Yani Myrtus Communis..
Yapraklarını ovalayınca çok hoş baharatlı bir kokusu var.Parfümeride kullanılıyor.
Bir de meyveleri yenebilen Yaban Mersini oluyor.Yani Likapa.Bu o değil.
Elimizde Likapa kalmadığı için onu gösteremiyorum şu an...

Biz az sonra gidiyoruz Bülbül ile yine Vet. e...
Bize dua edin olur mu?
Sağolun..

4 Kasım 2010 Perşembe

Çok güzel bir hava var bugün.....







Güneşli,ılık çok güzel bir gün bugün...
Epey dolaştım dışarda.Dün de biraz resim çekmiştim.Şimdi dünkü resimlerle bugünkülerden seçtiklerim.
-Kadife Çamı (=Cryptomeria) ların minik kozalakları çok hoş değil mi?
Bu çam Salon Çamı (=Arokarya) na çok benzer fakat Kadife Çamı iç mekanda olmaz.
-Malta Eriği çiçek açacak neredeyse.Goncalar başlamış ...
-Dün bir arkadaşım gelmişti onunla dolaşırken yere düşmüş kestanelere baktık fakat hiç biri de yenecek gibi değildi..İşte böyle miniciklerdi...:)
Kargalardan kalmıyor ki...Ceviz ve Kestaneyi çok seviyorlar nedense...:(
-Gezerken Porsuklara da baktık dün.Bir Porsuk fidanının dalında örümcek yuva yapmış.Güneş de vurunca ışıl ışıldı..Hoşumuza gitti.
-Geçen sene bir Kestane ağacımız kurumuştu.Biz de onu kesmiştik fakat 40 cm kadar kurumuş gövde bırakmıştık keserken.Yorulunca otururuz tabure niyetine diye. Hep böyle yaparız zaten.
İşte o kuru ağaç üzerinde mantarlaşma olmuş.Bu da onun resmi...

Bülbül'ü Avcılardaki İst. Üniversite'sinde tedavi ettirmemiz gerektiğini söylediler.Fakat tavsiye edilen Veteriner'e ulaşamıyorum sabahtan beri..

Bakalım ne olacağız...
Bize şans dileyin olur mu?
Teşekkürler...

1 Kasım 2010 Pazartesi

Şampuan,Ginkgo Biloba,Kabloyu kesmiş birisi,vs...







Sabah odaya girdim baktım Pos Makinası'nın birinde ışık yok.Ne göreyim:Bülbülüm gece
oyun olsun diye kabloyu dişleyip koparmış.Arkadaşım alıp elektrikçiye götürdü de yeni bir uç taktılar.
-Şimdi ben de yerdeki bütün uzatma kablosu vs. yi alıp yukarı çıkardım.Zaten geçen hafta da Zirai İlaçları başka yere gönderdiydim.Aynen küçük çocuk gibi bu valla.
-Geçen hafta fırsat bulup Şampuan yapamadım ve çok az stok kalmıştı.Hemen o işe koyuldum.Size de pişerken nasıl oluyor göstereyim istedim.Daha koku ve renk verilmemiş hali bu.Yarın sabah tekrar pişirilip öğleye doğru bitmiş olacak.
-Bahçede dolaşırken baktım Ginkgo Biloba ağaçlarının yaprakları Limon gibi sararmış artık.Bu ağaç tıbbi bitkilerden olup yapraklarının damar açıcı özelliğinden dolayı unutkanlık ve Alzheimer hastalıklarına karşı kullanılır.
Tebokan Ginkobil vs adlı ilaçların içinde Ginkgo Biloba yaprağının özü bulunur.
-Yarım metre boyunda ufak Portakal fidanlarımız vardı,onların yanına gidince gördüm ki bazıları bir tanecik meyve yapmışlar.

Şampuan ile meşgul olmam gerekiyor.
Hoşçakalın arkadaşlar...
Güzel haftalar hepimize inşallah..